Türkiye’de iltica talebinde bulunanlar ile şartlı mülteci statüsü verilenlerin çalışma izinlerine ilişkin yeni düzenleme: tespit ve yorumlar (1)

GESYAD/Göç Araştırmaları Merkezi

27.4.2016

 

 

1951 Cenevre Sözleşmesi kapsamında Türkiye’den iltica (uluslararası koruma) talebinde bulunanlar ile bu talepleri uygun görülerek statü verilen yabancıların Türkiye’de çalışabilmelerine ilişkin esasları düzenleyen ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanan yönetmelik (2) , 26 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmelikle getirilen belli başlı düzenlemeler şunlardır:

a) Mülteci veya ikincil koruma statüsü sahibi kişiler statü almasından itibaren bağımlı veya bağımsız olarak çalışabileceklerdir

Burada anlaşılmayı kolaylaştırmak açısından Türkiye’de “mülteci” ve “ikincil koruma” statülerinin ne anlama geldiğinin açıklanmasında yarar görülmektedir.

Mülteci;1951 Cenevre Sözleşmesi (3) kapsamında iltica başvurusu uygun görülen Avrupa’dan gelen yabancıların elde edebileceği statüdür.

İkincil koruma; Mülteci ya da şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen ancak ülkesine geri gönderildiğinde ölüm cezası, işkence, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza ya da muamele veya şahsına yönelik ciddi tehdit olması nedeniyle gönderilemeyerek Türkiye’de kalmasına izin verilen yabancının sahip olduğu statüdür.

b) Mülteci veya ikincil koruma statüsü sahipleri ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından çalışma izni almaksızın çalışabileceklerdir

İl göç idaresi müdürlüklerince tanzim edilen statülerini gösteren belgeler aynı zamanda çalışma izni yerine geçecektir. Statüleri herhangi bir nedenle sona eren veya kimlik belgeleri iptal edilen yabancının çalışma hakkı da sona ermektedir. Dolayısıyla çalışma hakkı, verilen statünün geçerliliği ile sınırlandırılmıştır.

c) Başvuru sahipleri ile şartlı mülteci statüsü sahipleri ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından çalışma izni alarak çalışabileceklerdir.

Başvuru sahipleri; iltica (uluslararası koruma) başvurusunda bulunan ancak kendisine herhangi bir statü verilmemiş olan kişileri ifade eder. Şartlı mülteci ise, 1951 Cenevre Sözleşmesi kapsamında iltica başvurusunda bulunan ancak Türkiye’nin sözleşmeye koymuş olduğu coğrafi sınırlama nedeniyle mülteci statüsü verilemeyen yabancıdır.

d) Çalışma izni başvurusu uluslararası koruma başvurusu tarihinden altı ay sonra yapılabilecektir.

Başvuru sahipleri ile şartlı mülteci statüsü sahipleri için çalışma iznine başvuru hakkı başvuruyla birlikte otomatik olarak elde edilmemektedir. Çalışma izni başvurusunda bulunmak mutlak çalışma izni verileceği anlamına da gelmeyeceğinden bu kişiler için kazanılmış bir çalışma izni hakkından söz etmek mümkün değildir.

e) Belirli bir ilde ikamet etme yükümlülüğü getirilen başvuru sahibi ve şartlı mülteciler bu il sınırları dışında da çalışabileceklerdir

Bu durumda çalışma izni talebinin İçişleri Bakanlığının görüşü alınarak sonuçlandırılması gerekecektir.

f) Çalışma izni başvuruları e-Devlet üzerinden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yapılacaktır

Başvuruda talep edilen belgelerin taranarak yabancıların çalışma izinleri otomasyon sistemine yüklenmesi, yabancıya ve işverene ait bilgilerin girilmesi, ayrıca istenilen belgelerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ulaştırılması zorunludur.

Çalışma izni uzatma başvuruları da çalışma izni geçerlilik süresi dolmadan e-Devlet üzerinden yapılacaktır. İşveren değişikliğinde yeniden başvuru gerekecektir. Uzatma başvurularında başvuru sahibi veya şartlı mülteciye ilişkin geçerli kimlik belgesinin ibrazı aranacaktır. Uzatma başvurusu sonuçlanana kadar aynı işyerinde çalışmaya devam edilebilecektir.

g) Mevsimlik tarım veya hayvancılık işlerinde çalışacak başvuru sahibi ve şartlı mülteci statüsü sahibi yabancılar çalışma izni muafiyeti kapsamında olacaklardır

Çalışma izni muafiyeti başvuruları, çalışma ve iş kurumu il müdürlüklerine yapılacaktır. Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı il ve kota sınırlaması getirebilecektir. Mevsimlik tarım veya hayvancılık işlerinde çalışması uygun görülen başvuru sahibi veya şartlı mülteciye çalışma izni muafiyet belgesi verilecektir.

h) Verilecek çalışma izinleri harca tabidir

Verilecek çalışma izinlerinden 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümleri gereğince çalışma izni harcı tahsil edilecektir.

ı) Başvuru sahibi veya şartlı mülteci adına düzenlenen çalışma izni süresinin kimlik belgesi süresinden uzun olması halinde il göç idaresi müdürlüklerince çalışma izni süresi esas alınarak yeni bir kimlik belgesi düzenlenecektir

Yönetmeliğin 15 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki bu düzenlemeyle çalışma izni süresi başvuru sahibi ve şartlı mültecilere düzenlenen kimlik belgesinin süresini de tayin edici bir işleve dönüştürülmektedir. Çalışma izninin verilmesine esas olan kişinin statüsü olduğundan, çalışma izninin İçişleri Bakanlığınca verilen kimlik belgesinin süresiyle sınırlı kalması beklenir. Ancak, bu düzenleme 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu hükümlerine göre belirlenen uluslararası koruma statüsünün süresini, 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun hükümlerine göre verilen çalışma izni süresine endekslenmektedir.

Verilmesi planlanan çalışma izni süresi yabancının statüsünü belirleyen kimlik belgesinin süresini aştığı durumlarda çalışma izninin doğrudan verilmesi yerine, kişinin statüsü ve belgenin süresiyle ilgili il göç idaresi müdürlüğünün görüşünün alınmasından sonra verilmesinin daha tutarlı bir yöntem olacağı akla gelmektedir. Aksi takdirde, çalışma izninin verilmesine temel teşkil eden başvuru sahipliği veya şartlı mültecilik, çalışma iznine bağlı olarak verilmesi gereken bir statüye dönüşmüş olmaktadır.

i) Çalışma izni ile çalışma izni muafiyet belgesi ikamet izni yerine geçerli değildir

Diğer yabancılara verilen çalışma izni veya çalışma izni muafiyet belgeleri 6458 sayılı Kanunun 27 nci maddesine göre aynı zamanda ikamet izni yerine geçerli kabul edilmişken, başvuru sahibi veya şartlı mülteci adına düzenlenen çalışma izni veya çalışma izni muafiyet belgeleri ikamet izinleri yerine geçerli kabul edilmemektedir.

j)Çalışma izni bazı hallerin ortaya çıkasına bağlı olarak iptal edilebilecektir

4817 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde yer alan hallerden birinin ortaya çıkması, başvuru sahibi veya şartlı mülteci statüsü sahibi kişilerin veya işverenin talebi veya yabancı hakkında 6458 sayılı Kanun uyarınca kesinleşmiş sınır dışı kararı alındığının İçişleri Bakanlığınca bildirilmesi üzerine çalışma izninin iptali öngörülmektedir.

Yönetmeliğin bu hükmünde başvuru sahipliği veya şartlı mülteci statüsünün sona ermesine bağlı olarak çalışma izninin iptalinin ön görülmemiş olmasının bir eksiklik olduğu değerlendirilmektedir. Zira Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde düzenlenen çalışma izni başvurusu şartlarından ilki, başvuru sahibi ile şartlı mültecilerin yetkili makamlardan alacakları başvurusunu veya statülerini gösteren kimlik belgesine sahip olmalarıdır. Dolayısıyla çalışma izni başvurusu için ön koşul olan statüyü gösterir kimlik belgesinin sona ermesi veya geçersiz kılınmasıyla verilen çalışma izninin de sona ermesi gerekecektir.


  1.  Türkiye’deki Suriyeliler geçici koruma statüsüyle barındırıldıklarından, 2011 yılından önce gelmiş olanlar hariç, bu yönetmeliğin kapsamında bulunan “uluslararası koruma başvuru sahibi”, “şartlı mülteci”, “ikincil koruma” statüsü almamaktadır. Bu nedenle ele alacağımız bu yönetmelik hükümleri daha ziyade Suriyeliler dışındaki yabancılar için geçerlidir..
  2.  “Uluslararası Koruma Başvuru Sahibi Ve Uluslararası Koruma Statüsü Sahibi Kişilerin Çalışmasına Dair Yönetmelik”
  3.  “Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme” (1951 tarihli Cenevre Konvansiyonu olarak bilinir).

 

 

 

 

 

 

 

/html>