AF Örgütü Raporu

Uluslararası Af Örgütünün Küresel Sığınmacı Raporunda Göçün Endişe Veren İnsan Ticareti Boyutuna Dikkat Çekiliyor

GESYAD/Göç Araştırmaları Merkezi

5.10.2016

Uluslararası Af Örgütü yayınladığı “Küresel mülteci kriziyle baş etmek: görmezden gelmek yerine sorumluluğu paylaşmak (Tackling the global refugee crisis: from shirking to sharing responsibility)” başlıklı raporunda; göçmen kaçakçılığının gerçekleştiği güzergâhlar üzerinde tecavüzün çok yaygın olduğunu, 2016 yılında Libya üzerinden geçen ve Sahra altı Afrika ülkelerinden gelen kadın mültecilerin güzergâhlar üzerinde olası tecavüzlere karşı önlem olarak hamile kalmamak için yolculuğa çıkmadan önce doğum kontrol hapı kullandıklarını ifade ettiklerine yer vermiştir.

Raporda ayrıca, mültecilerin ve göçmenlerin, kaçakçılar tarafından fidye amacıyla esir tutulduklarına, su ve yiyecek olmaksızın oldukça kötü yerlerde barındırıldıklarına, dövüldüklerine, istedikleri parayı vermeyenlerin öldürüldüklerine vurgu yapılmakta; Orta Amerika’nın kuzey üçgenindeki artan şiddetten kaçan mülteci ve sığınmacıların, Meksika üzerinden ABD sınırlarına ulaşmaya çalıştıkları sırada kaçırılma, gasp, cinsel saldırı ve ölümle karşı karşıya kaldıkları örnek olarak aktarılmaktadır.

Kendilerine yeni bir yaşam alanı bulmak üzere olumsuz koşullar altında bir takım riskleri göze alarak yola çıkmış olan, içinde bulundukları şartlar durum ve çaresizlik nedeniyle zaten sömürü ve istismara açık olan sığınmacıların ve mültecilerin, sınır aşan suç şebekelerinin ağına düşme tehlikesiyle karşı karşıya oldukları bilinmektedir. Uluslararası kamuoyu bugünlerde göçmenlerin ülkelerine gelip gelmemesi, gelecekse de bunun kaç kişiyle sınırlı tutulacağı gibi konuları tartışırken, göç yolculuğunda sıkça karşılaşılan sömürü ve insan istismarı konularındaki duyarlılık göz ardı edilmektedir.

Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişilerin ülkeye sokulması, ülke dışına çıkarılması, tedarik edilmesi, kaçırılmasıyla oluşan İnsan ticareti fiili, ağır yaptırımları olan ve insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında yer almaktadır.

Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek İnsan Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol, insan ticaretini insan hakkı ihlali olarak görmekte ve insanlığın onuruna ve bütünlüğüne karşı bir suç olarak tanımlanmaktadır. Keza 16 Mayıs 2005 tarihli Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi de insan ticaretinin toplumsal cinsiyet eşitliğini güvence altına alarak önlenmesini ve bununla mücadeleyi amaçlamıştır.

Protokole göre taraf devletler, insan ticaretini önlemek ve bununla mücadele etmek, insan ticareti mağdurlarını, özellikle kadınları ve çocukları yeni mağduriyetlerden korumak, ikili veya çok taraflı işbirliği yolu da dahil, kişileri, özellikle de kadınları ve çocukları insan ticaretine karşı korumasız bir konuma düşüren yoksulluk, az gelişmişlik ve fırsat eşitsizliği gibi olguları gidermek için önlemler almak veya bu önlemleri güçlendirmek, insan ticaretine yol açan, kişilerin her biçimdeki istismarının artmasına sebep olan talebi engellemek için önlemler almakla sorumlu tutulmuşlardır.

Gelişmiş ülkeler, sığınmacı krizine çözüm olmak üzere önerilen ne kadar sayıdaki sığınmacıyı kabul edeceklerine ilişkin tartışmalarını sürdürürken, sığınmacılar üzerindeki sömürü ve istismarın devam ettiği gerçeğini dikkate alarak, göç hareketlerini sıradan bir sorun olarak görme yaklaşımını bir an önce terk etmeli ve çözme giden somut ve acil adımlar atmalıdır.